Zero Trust Güvenlik Modeli
Zero Trust: Modern Sunucu Güvenliği
Geleneksel güvenlik yaklaşımları, ağın içini güvenli, dışını tehlikeli kabul eder. Bu yaklaşım modern siber saldırılara karşı yetersizdir. Zero Trust modeli ise “hiçbir şeye güvenme, her şeyi doğrula” prensibiyle çalışır. Sunuculara, cihazlara ve kullanıcı erişimlerine sürekli doğrulama uygulanır.
Minimum ayrıcalık prensibiyle, kullanıcı yalnızca görevini tamamlamak için gerekli kaynaklara erişir. Mikrosegmentasyon, ağı küçük ve izole bölgelere ayırır. Böylece bir sunucuya erişim sağlansa bile saldırganın diğer sistemlere geçişi engellenir.
MFA (Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama) tek şifreye dayalı sistemlere kıyasla yetkisiz erişimi önemli ölçüde azaltır. Sürekli izleme ve anomali tespiti, sunucu logları ve trafik davranışlarını analiz ederek olağan dışı erişimleri tespit eder. Alarm ve önlem mekanizmaları saldırı süresini kısaltır ve zarar potansiyelini azaltır.
Zero Trust, bulut ve hibrit altyapılarda da etkilidir. Tüm API çağrıları ve kullanıcı bağlantıları doğrulanır. Yetkisiz erişimler minimize edilir ve regülasyon süreçleri kolaylaşır. Saldırı yüzeyi küçülür, kritik veriler korunur ve sistem yönetimi kolaylaşır.
Örnek olarak, bir web sunucusuna erişimde kullanıcı kimliği doğrulanır, cihaz güvenliği kontrol edilir ve erişim izni verilir. Mikrosegmentasyon sayesinde veri tabanı ve dosya sunucularına erişim yalnızca yetkili kullanıcılarla sınırlıdır. Bulut servislerinde her API çağrısı doğrulanır, anormal davranışlar izlenir ve gerekirse erişim otomatik engellenir.
Sonuç olarak, Zero Trust modeli modern sunucu altyapıları için kritik bir güvenlik stratejisidir. Mikrosegmentasyon, MFA ve sürekli izleme ile birleştiğinde yetkisiz erişim ve veri ihlali risklerini minimize eder. Hem güvenlik uzmanları hem de BT ekipleri için uygulanabilir ve sürdürülebilirdir.
Zero Trust
Gökhan Ünal
24 Ağustos 2025
Güvenlik, asla görünenden ibaret değildir; her bağlantıyı doğrulamakla başlar.